Bursa’nın önde gelen meslek örgütlerinden Bursa Veteriner Hekimler Odası, Dünya Zoonoz günü nedeni ile yayınladığı mesajda, hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların, toplum sağlığını tehdit ettiğini belirterek, veteriner hekimlik ile koruyucu hekimliğin toplum sağlığı için ne kadar önemli olduğuna vurgu yaptı.
Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hüseyin Bolten tarafından yapılan açıklamada ‘’ Zoonoz ya da zonotik hastalıklar, en basit tanımıyla hayvanlardan insanlara bulaşabilen hastalıklardır. Bilinen en eski zoonozlardan biri kuduzdur ve Dünya Zoonoz Günü, Louis Pasteur’un bu en eski zoonoz ile mücadelesinde, zafere ulaştığı günün simgesidir. 6 Temmuz 1885 kuduz aşısının, ilk kez bir insana uygulandığı tarihtir. Dr. Pasteur(1822-1895), bir kuduz köpeğin ısırdığı 9 yaşındaki Joseph Meister’e (1876-1940), tam 134 yıl önce kuduz aşısını uygulamış ve aşı çalışmıştır. Joseph de kuduz aşısı sayesinde hastalıktan kurtulan ilk insan olarak tarihe geçmiştir. İnsanlarda görülen enfeksiyon hastalıklarının %60’ı zoonotiktir ve bulaşma temas, solunum ve gıda yoluyla olmaktadır. Bakteriyel, viral, parazitler ve mantar enfeksiyonları olarak da geniş bir yelpazeye sahiptir. Gıda kaynaklı hastalıkların ise yüzde 90’dan fazlası ‘’hayvansal gıda’’lardan kaynaklanmaktadır.
Zoonoz hastalıkları, 2007 yılında Amerikan Veteriner Hekimleri Birliği ve Amerikan Tabipleri Birliği tarafından kabul edilen TEK SAĞLIK konsepti çerçevesinde değerlendirilir. Zira FAO/WHO Ortak Zoonotik Hastalıklar Komitesi, 1967 yılında 150’den fazla zoonotik hastalık bulunduğunu, 2000’den sonra bu sayının 200’ü geçtiğini bildirmiştir. Bugün geldiğimiz noktada ise küresel iklim değişiklikleri, seyahat özgürlükleri, hayvan hareketleri nedeniyle bu sayı daha da artmış, görülmeyen bazı hastalıklar da tekrar görülmeye başlamıştır. Bu rakamlardan da anlaşıldığı gibi, zoonoz hastalıklarla etkin mücadelede, beşeri hekimlik ve veteriner hekimliğin ortak çalışması şarttır.
Tüm dünyada en sık rastlanan zoonozlara; kuduz, sıtma, brucella, tüberküloz, ekinokok kisti, Kuş Gribi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi örnek olarak verilebilir. Görülüyor ki insan sağlığı, gıda güvenliği, sürdürülebilir gıda güvencesi, hayvan sağlığını güvence altına almadan temin edilemez. Çünkü tüm dünyada insanların yaşamak, fiziksel ve düşünsel gelişimini sağlamak için yeterli ve güvenli gıdaya ulaşmaları şarttır ve çiftlik hayvanları insanların en önemli protein kaynaklarıdır.
PEKİ NE YAPILMALI?
Her şeyden önce, beşeri hekim/veteriner hekim işbirliğinin sağlanacağı ‘’Tek Sağlık Konsepti’’ bakanlıklar düzeyinde ele alınmalıdır.
Veteriner teşkilatları, merkez yönetimler ve taşra yönetimleri olarak tekrar kurulmalıdır.
Çiftlik hayvanlarının ve küçük hayvanların veteriner hekim kontrolünde olması mutlaka sağlanmalıdır.
Sahipsiz hayvanlar sorunun çözülmesinde ve vektör mücadelesinde, veteriner hekim otoritesinin sağlanabilmesi için tüm yerel yönetimlerde, veteriner işleri müdürlüğü kurulmalıdır.