Bal Arısı Süper Canlı, Üretime Dayalı Muhteşem Bir Demokrasi
Bugün 20 Mayıs Dünya Arı Günü. Yeryüzünün en kadim ve çalışkan emekçileri olan arılara çok şey borçluyuz. Bilim insanlarının açıkladığı bir gerçek var: “Arılar yeryüzünden silinip giderse, insanoğlu yalnızca dört yıl yaşayabilir. Arılar olmazsa döllenme olmaz, hiçbir bitki, hayvan ve insan olmaz.”
Arı ve yaşam arasındaki bağı her yıl hatırlamamızı sağlayan 20 Mayıs Dünya Arı Günü 2017’de Birleşmiş Milletler tarafından ilan edildi. Dünya Arı Günü ile Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine dikkat çekiliyor. Evrensel eylem çağrısı ekosistemin ve biyolojik çeşitliliğin korunması adına tüm ülkeleri harekete geçmeye davet ediyor. 20 Mayıs Dünya Arı Günü kapsamında insanlar, hayvanlar, bitkiler ve çevre için çok önemli rolleri olan arıların varlığına vurgu yapılıyor. Toplumdaki farkındalığı arttırmak, arıların karşılaştıkları tehdit ve zorlukları gündeme getirmek ve bu tehditleri ortadan kaldırmak amaçlanıyor.
Bu farkındalığa erişmemiz yaşamsal önem taşıyor. Arılar ve diğer tozlayıcılar polenleri bir çiçekten diğerine taşıyarak sadece meyve, kuruyemiş ve tohumların bol üretimini değil aynı zamanda beslenme ve gıda güvenliğinin daha çeşitli ve en iyi kalitede olmasını sağlıyorlar. Arılar biyoçeşitliliğin sürdürülmesinde ve birçok bitkinin üretimi ve yaşamının garanti altına alınmasında, ormanların yenilenme sürecinde ve iklim değişikliğine adaptasyonda, tarımsal ürünlerin miktar ve kalitelerinin geliştirilmesinde önemli rol oynayan canlılardır. Yani bal arıları biyolojik çeşitliliğin baş mimarıdırlar.
İnsan ve hayvan sağlığı açısından arıların önemini ortaya koyan diğer bir konu hastalıklardan korunma ve tedavideki rolleridir. Bal, propolis, polen, arı zehiri, apilarnil, kovan havası ve arı sütü gibi arı ürünleri ile tedavi yani apiterapi insan ve hayvan sağlığında ülkemizde de dikkat çekici bir hızla gelişmektedir. Arı ürünleri bakteri, virüs ve diğer enfeksiyonlarla mücadelede bağışıklık sistemini güçlendirerek ve ayrıca enfeksiyon etkenleri üzerine etkileriyle de sağlığın korunmasına katkı sunan doğal destek ürünleri olarak kabul edilmektedir.
Arılar tüm yaşamlarını üretime adamış canlılardır. Onlar muhteşem birer mimar, iletişimde uzman, yarattıkları değeri yani kovanlarını canları pahasına koruyan cesur savaşçılardır.
Yaşamımızdaki pek çok şeyi bu yorulmaz kadim emekçilere borçluyuz. Arıların yok olması durumunda tozlaşma olmaz. Bitkiler, hayvanlar ve nihayetinde insanoğlu yaşamını devam ettiremez.
Arı ürünleri insan sağlığı ve beslenmesi yönünden son derece önemlidir. Arıcılığın temeli milattan önce 7 bin yılına dayanır. Hitit belgelerinde arıcılığa ilişkin maddeler bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Anadolu Arı’sı çok özeldir. Dünyada onun kanının olmadığı bir ırk yoktur. Arının çıkış yerinin Kızılırmak Deltası olduğu bilinmektedir. Anadolu topraklarında Osmanlı döneminde geleneksel yöntemler uygulanmaktaydı. 1940’lı yıllardan sonra Köy Enstitüleri aracılığı ile modern üretime geçilmiştir.
Üretimde Dünya İkincisiyiz
Günümüzde arı ürünleri gıda, sağlık, kimya ve kozmetik endüstrisinde doğrudan kullanılmaktadır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2019 yılı istatistiklerine göre tüm dünyada yaklaşık 90 milyon bal arısı kolonisi bulunmaktadır. Dünyadaki her 11 koloniden 1’inin ve her 19 kg balın 1 kilogramı ülkemizde üretilmektedir. Bu değerler ile ülkemiz Çin’den sonra dünya ikincisi konumundadır.
9 Ay Bal Alabilen Tek Ülkeyiz
Türkiye’nin bu özelliği çok dikkate değerdir. Ülkemiz 9 ay bal alabilen tek ülke durumundadır. Türkiye gezgin arıcılığın yapılabildiği eşsiz bir coğrafyaya sahiptir. Gezgin arıcılıkta nektar takibi yapılmaktadır. Ülkemizde her yıl 6 milyon kovan ortalama 2 bin kilometre yol kat etmektedir. Bu çok emek ve özen isteyen özel bir üretim şeklidir. Gezgin arıcılarımız mevsim koşullarına bağlı olarak narenciye, çiçek, kestane, meşe ve pamuk nektarlarını takip ederek üretim yapmaktadır. Bunun için kovanlarını uygun bölgelere taşımaktadır. Ülkemizdeki profesyonel arıcıların yaklaşık yüzde 90’ı gezgincidir. Bu durum ülkemizin bu alanda tek olmasına olanak sağlamaktadır.
Bursa Arıcılıkta Önemli Bir Merkez
Bursa arıcılık açısından önemli bir merkezdir. Bu durumun oluşmasında Cumhuriyetimizin ilanından sonra doğu bloku ülkelerinden ülkemize göç eden yurttaşlarımızın önemi büyüktür. Arıcılığın profesörü olarak adlandırılabilecek bu kişiler arıcılık ürünlerinin gelişiminde önemli rol üstlenmiş, arı sütü, polen, propolis gibi bal dışı ürünlerin geliştirilmesine katkıda bulunmuşlardır. Bu durum Bursa’yı bir merkez haline getirmiştir. Bursa’da 90 bin kovan bulunmaktadır.
Arıcılık Üretimi Desteklenmeli 1 Milyar Dolara Hükmedebiliriz
Türkiye’nin bal ihracatı 39 milyon dolardır. Bunun 1 milyar dolara hükmetmesi gerekir. Üretimde dünya ikincisiyiz. 120 bin tona yakın üretimin 50 bin tonunu satmamız gerek. Çam balını en çok Almanya ve İngiltere’ye ihraç ediyoruz. Üretim desteklenmeli. Kovan desteği üretime destek anlamına gelmiyor. Üretimi destekleyerek arıcılarımızı güçlendirmeliyiz. Hayvana, tarlaya destek verilmez. Üretim, mücadele desteklenmelidir. Ayrıca hayvan refahına önem verilmelidir. Arının yaşama gücü olmalı. 3 arı kovanından 5 kg, 25 kg veya 40 kg bal alınabilir. Böyle bir durumda 25 kg alınması tercih edilmelidir. Arının yaşama gücü desteklenmelidir”
Astım ve Koah Hastalarına Arı Havası
Arı sütü, polen, arı ekmeği, arı zehiri, arı havası gibi farklı ürünler insan sağlığı açısından son derece önem taşımaktadır. Bursa’da Hürriyet ve Cumalıkızık’ta arı havası yolu ile astım ve koah hastalarının tedavi olduğu merkezler bulunmaktadır.
Arılar ve Bal Hakkında İlginç Bilgiler
Bir kovanda 70 bin işçi arı 1 tane kraliçe arı vardır. Kraliçe arı 16 km uçar ve ancak bu uçuşu yapabilen güçlü erkeklerle çiftleşir.
Arıların iki gözlerinin arasında üçüncü gözleri vardır ve termal kamera gibi gece görüşü sağlar.
Bal arıları kovana giren bir eşek arısını hilal şeklinde kuşatır, titreşerek ve kovan sıcaklığını arttırarak öldürürler.
Çam balı ve kestane balı asla şekerlenmez.
Balın şekerlenmesinden korkmayın. Isıl işlem görmüştür.
Balın içine metal girmemelidir. Besin değeri kalmaz. Bal değil reçel tüketmiş olursunuz.
Yaşamımızı ve sağlığımızı destekleyen, kovan içindeki muhteşem demokrasi anlayışı ile hepimize örnek olan arıların yaşamı ve varlığı insanoğlu için paha biçilemez bir değerdir. Arıcılık üretimimizi arttırıcı uygulamalar bilimsel yöntemlerle desteklenmeli, arıların yaşamını olumsuz etkileyen unsurların ortadan kaldırılması için gereken önlemler alınmalıdır. Yaşamımızı ve sağlığımızı destekleyen, durmadan çalışan bu eşsiz dostlarımızı her daim gözetmek yaşamımız için yapacağımız en somut adımların başında gelmektedir.
Melike Baysal
Bursa Veteriner Hekimler Odası
Yönetim Kurulu Başkanı