Değerli basın mensupları, değerli konuklar,
Bursa Sağlık Meslek Odaları’nın oluşturduğu Bursa Tek Sağlık Platformu’nun 3 Kasım Dünya Tek Sağlık Günü nedeniyle düzenlediği basın toplantısına hoş geldiniz.
Bu konuda daha önce de basın açıklaması yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Toplumda farkındalık oluşturup halktan talep gelmesini sağlayıncaya ve sağlık politikalarını oluşturanların bu konuda dikkatini çekinceye kadar ısrarla anlatacağız.
Israrcıyız çünkü Tek Sağlık demek ideal sağlık demektir. Birlikte çalışmak, üretmek, işbirliği yaparak bütünü korumak, dünyanın gelecekteki sağlığını şimdiden oluşturmak demektir.
Tam olarak tanımlayacak olursak; Tek Sağlık, ‘’Yerel, ulusal ve küresel düzeylerde; insanlar, hayvanlar ve çevre bakımından ideal sağlık elde etmek için farklı disiplinlerin işbirliği içinde çalışmasıdır’’ ve geçmişi oldukça eskiye dayanır.
Hipokrat’ın, halk sağlığının temiz bir çevreye bağlı olduğunu savunduğu teziyle başlayan süreç epidemiyolog bir hekim olan Giovanni Maria Lancisi’nin insanlarda sıtmanın önlenmesinin sivrisineklerden korunulması gerektiğini ortaya koyması ve Lancisi’nin hem insan hem hayvan hekimi olarak çalışarak Sığır Vebası’nı önlemesi ile devam etmiştir.
20.yüzyılda ise Alman hekim Rudolf Virchow, ‘’zoonoz’’ kavramını ortaya atmış, hekimlik dallarının birlikte çalışmasının yani sağlıkta bütüncül yaklaşımın önemini ortaya koymuştur. ‘’Hayvan ve insan hekimliği arasında ayırıcı bir çizgi yoktur, olmamalıdır da. Amaç farklıdır ancak elde edilen deneyimler bütün hekimliğin temelini oluşturur’’ diyerek insan ve hayvan sağlığının birbirine bağlı olduğunu ifade etmiştir.
Bu örnekler, tek sağlık konusunda çalışan çok sayıda bilim insanından bir kaçıdır. Ne kadar haklı olduklarını tüm dünya, Covid-19 ve iklim krizi nedeniyle aynı anda çok acı bir şekilde deneyimliyor.
Her ne kadar epidemiyolojik çalışmaları tamamlanmamış olsa da SARS CoV-1 ve MERS’i değerlendirerek ve bugüne kadar yapılmış çalışmaları göz önünde bulundurarak COVİD-19’un zoonotik olma olasılığı, bilim çevrelerinde oldukça yüksek bir oranda kabul görüyor.
Elbette COVİD-19 çok önemli bir halk sağlığı sorunu olarak karşımızda duruyor. 2,5 yıldır tüm dünyanın normalleri değişti, yaşamımız alt üst oldu, sevdiklerimizi kaybettik. Tüm bulaştırıcılığına rağmen hem maske ve mesafe ile fiziksel olarak hem de aşı ile biyolojik olarak korunabiliyoruz. Aşı ya da hayvanlarda hastalığın önlenmesi ile korunduğumuz diğer bazı zoonotik enfeksiyonlarda olduğu gibi.
Ancak, öyle bir konu var ki gün geçtikçe etkilerini çok acı bir şekilde hissediyor ama ne yazık ki önlem almıyoruz. İklim krizi…
Son zamanlara kadar, ‘’iklim değişikliği’’ diyerek bilim insanlarının uyarmaya çalıştığı süreç artık açık bir şekilde iklim krizi olarak tanımlanıyor. Bursa Tek Sağlık Platformu olarak biz de bugünden itibaren bu konuda farkındalık çalışmaları yapmaya devam edeceğiz.
Önce iklim değişikliğini ve nelere yol açtığını tanımlamak gerekir. Yeryüzüne ulaşan güneş ışınlarının neredeyse yarıya yakını yeryüzünden yansır ve atmosfer, sera gazı olarak da nitelendirilen karbondioksit, metan, su buharı, azot oksit vb. gazlar sayesinde yeryüzünden yansıyan güneş ışınlarının bir kısmını tekrar yeryüzüne gönderir; bu gazlar sayesinde yeryüzündeki ortalama sıcaklık insanlar, hayvanlar ve bitkilerin hayatını sürdürmesine imkan verecek bir ısı düzeyini – 15 dereceyi – yakalar, eğer sera gazları olmasaydı yeryüzünün ortalama sıcaklığı -18 derece civarında olurdu.
Ancak 1750’li yıllarda başlayan sanayi devrimi sonrası karbondioksit oranı giderek artmaya başlamıştır ve bunun öncelikli nedeni fosil yakıt kullanımı, ikinci nedeni de ormansızlaştırmadır.
İklim değişikliği, sıcaklığın artışı ile beraber kuraklık, sel, kasırga gibi aşırı hava olaylarına, okyanus ve deniz suyu seviyelerinde yükselmeye, buzulların erimesi gibi etkenlere neden olur ve nihayetinde bitki, hayvan ve insan topluluklarını risk altında bırakır. Türler risk altında kalır, kimi türler azalırken kimileri artar, insan ve hayvan topluluklarında göçlere neden olur, insanlar farklı patojenlerle yani hastalık yapıcı etkenlerle karşı karşıya gelebilir ve bu süreç “sağlıksız” bir dünyayı da beraberinde getirir. Dünya Sağlık Örgütü(WHO) ve Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OİE) tam da bu nedenle içinde bulunduğumuz çağı ‘’pandemiler çağı’’ olarak nitelendirmektedir.
Enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve ormansızlaştırmanın önlenmesi ile iklim krizi bugünden itibaren durdurulabilir ve geri döndürülebilir. Ancak bunun için ülkelerin hep birlikte ve samimi kararlar almaları gerekmektedir.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu, iklim konusundaki ilk çok uluslu anlaşma özelliğine sahip Paris İklim Anlaşması bu konuda küresel bir çabayı ifade ediyor. Nitekim geçtiğimiz günlerde Roma’da düzenlenen G20 zirvesinin de iki ana temasından biri iklim krizi idi. Gezegendeki karbon kirliliğinin neredeyse tamamının bu zirveye katılan ülkelerin ekonomileri nedeniyle oluştuğunu da vurgulamakta fayda var.
Bursa Sağlık Meslek Odaları olarak bizler, bütüncül bir sağlık anlayışının ve dünyanın sağlıklı geleceğinin mücadelesini vermekten vazgeçmeyeceğimizi yineliyor, bu konunun takipçisi olacağımızı ve kamoyunu bilgilendirmeye devam edeceğimizi tekrar belirtmek istiyoruz.
Bu akşam, Dünya Tek Sağlık Günü nedeni ile yayınlanacak olan çevrimiçi etkinliğimizde de iklim krizini, yaban hayatını ve bu iki konunun sağlığa olan etkilerini konuşacağız. Etkinliğimiz herkese açık olacak, sizlerin aracılığı ile halkımıza duyurmak isteriz.
Basın açıklamamıza katıldığınız için hepinize teşekkür ederiz.
Bursa Diş Hekimleri Odası
Bursa Eczacı Odası
Bursa Tabip Odası
Bursa Veteriner Hekimleri Odası