Değerli meslektaşlarımız,
Cumhuriyetimizin 100. ve Türkiye’de Bilimsel Veteriner Hekimlik Eğitimi’nin 181. Yılı Kokteylimiz BAOB Oditoryum’da meslektaşlarımızın, konuklarımızın ve basının geniş katılımıyla gerçekleştirildi.
Davetimize katılımıyla bizleri onurlandıran BUÜ Veteriner Fakültesi Dekanı Sayın Prof.Dr.Bayram Şenlik’e, Dekan Yardımcıları Sayın Prof.Dr. Figen Çetinkaya ve Sayın Doç.Dr. İlker Arıcan’a, geçmiş dönem dekanlarımızdan Sayın Prof.Dr. Mustafa Ogan, Sayın Prof.Dr. Hasan Batmaz ve Sayın Prof.Dr. Hüseyin Yıldız’a, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Sayman Üyesi Sayın Halil İbrahim Bakar, TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi İkinci Başkanı Sayın Rahmi Dede, Bursa Tabip Odası Başkanı Sayın L. Tufan Kumaş ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Sayın Doç.Dr.Fevzi Çakmak ve Sayman Üyesi Sayın Serkan Durmuş’’a, Hürriyetçi Tarım Orman Sen Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Genç Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Mustafa Bozbey’e, kıymetli hocalarımız ve meslektaşlarımıza, öğrencilerimize ve basınımızın çok değerli temsilcilerine teşekkür ederiz.
Cumhuriyet’in 100. Yaşını ve mesleğimizin bilimin ışığıyla aydınlanmasının 181. Yılını coşkuyla kutlamamıza sanatlarıyla eşlik ederek, Cumhuriyet kazanımlarını tekrar hatırlamamıza vesile olan Veteriner Hekim Tülay Alcan, BUÜ Veteriner Fakültesi 5.sınıf öğrenciler Şirin Turna Filiz ve 4.sınıf öğrencimiz Barış Demirok’ a da ayrıca teşekkür ederiz.
Gecenin açılışını yapan Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal’ın açılış konuşması:
‘’Sayın protokol, Kıymetli hocalarım, meslek büyüklerim, meslektaşlarım ve basınımızın çok değerli temsilcileri, sizleri Bursa Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum…
Hoşgeldiniz…
Bu akşam benim için oldukça heyecan verici. Her şeyden önce, mezunu olmaktan her zaman gurur duyduğum fakültemden, yetişmemde büyük emeği olan değerli hocalarımın karşısındayım. Ve bugün, beni veteriner hekim yapan mesleğimin, bilimin ışığıyla aydınlanmasının dünyada 261, Türkiye’de 181.yılı…
Ve elbette 100. yaşını dolduran Cumhuriyetimiz…
Karşınızda eğitimli bir kadın, bir meslek örgütünün seçilmiş başkanı olan bir kadın olarak durmamı sağlayan Cumhuriyet’imizin 100.yılı… Hepimizin ama en çok, bu salondaki kadınların minnet duyması ve sahip çıkması gereken Cumhuriyet’in 100 yılı… Umuyorum ki Cumhuriyet de mesleğimin eğitim tarihi gibi nice asırlar devirir!
Sizleri bu akşam küçük bir tarih yolculuğuna çıkarmak istiyorum önce…
1842 yılında, askeri veteriner hekim yetiştirmek üzere kurulan Askeri Veteriner Okulu’nun ardından, hayvanlar arasında salgın hastalıkların yayılması, halkın da bundan etkilenmesi üzerine, 1889 yılında da sivil veteriner okulu kurulur. Özellikle kuduz çok etkili olmuştur bu karar için. 1921 yılında askeri ve sivil okullar birleştirilir ve Baytar Mekteb-i Alisi olarak açılır. 1928 yılında ise adı Yüksek Baytar Mektebi ve 1937 yılında Veteriner Fakültesi olur, o tarihten itibaren ‘’veteriner hekim’’ ünvanı kullanılmaya başlar. Yani ‘’baytar’’ bizim tarihimizden gelir ve o baytarlar hayvan ve toplum sağlığına, insanlığa, Cumhuriyet’e çok derin izler bırakırlar…
Kimler mi o baytarlar? 1842’den itibaren bu topraklarda yetişen, bir kısmı dünyaca bilinen, meslek ve ülke tarihimize adını altın harflerle yazdıran o bilim insanlarının adını anmaktan her zaman onur duydum, aynı onurla da sizlerle paylaşmak isterim.
Cumhuriyetimizin 100. Yılında, bağımsızlığımızın en önemli simgelerinden, bugün de törenimize yine onunla başladığımız, İstiklal Marşımızın şairi, sivil veteriner okulunun ilk mezunlarından Veteriner Hekim Mehmet Akif Ersoy… Mehmet Akif Ersoy okulunu birinci olarak bitirdi, mesleğini, meslektaşını ve ülkesini çok seviyordu, mesleğini uzun yıllar yapmış, köy köy gezmesinin şairliğini şekillendirdiği tarihçilerimiz tarafından ifade edilmiştir.
Bir diğeri Ord.Prof.Dr.Süreyya Tahsin Aygün. Türk veteriner hekim, bakteriyolog ve tuğgeneral, İstiklal Madalyalı, askeri veteriner okulu mezunudur. Dünyada ‘’kök hücreyi’’ ilk kez tanımlayan bilim insanı olduğu düşünülüyor. Ama asıl bilmemiz gereken şey, ülkemizdeki çocukların sağlıklı doğumuna verdiği katkı. 1957 yılında, tüm dünyada gebelerin bulantısını engelleyerek rahat uyumalarını sağlayan Thalidomid etken maddeli Contergan isimli preparatın çocuklarda fokomeli olarak adlandırılan, – fokomeliyi el ve ayaklardaki anomaliler olarak tanımlayabiliriz- nadir görülen bir sendroma neden olduğunu tespit etmiş, Sağlık Bakanlığını uyarmış ve ülkemizde fokomelili tek bir çocuk bile doğmamıştır. Almanya’da adına kurulan Aygün İnstitüde’de kök hücreyi geliştirmiştir. Ülkemiz ve dünya için yeri doldurulamayacak bir bilim insanıdır.
Ve Ahmet Şefik Kolaylı… Veteriner Hekim, Bakteriyolog Kurtuluş Savaşı sırasında, Celal Bayar’ın, Sığır Vebası ile savaşması için şifreli üç sayfalık mektup gönderdiği hem hayvanları hem de ayvanlardan insanlardan geçmesi nedeniyle insanları etkileyen pek çok hastalığı, hayvanlarda durduracak çalışmalar yapmış bir bilim insanı. Celal Bayar’ın gönderdiği mektup da bu nedenledir, cephede düşmanla savaş verilirken bir yandan da hayvan hastalıkları ile mücadele verilmektedir ki bunların en önemlilerinden biri sığı vebasıdır, Kolaylı da Sığır vebası serumu geliştirmiştir.
Veteriner Hekim Osman Nuri Koçtürk desem belki anımsamazsınız ama Tarhana Osman’ı bilenler bilir, Biyokimya uzmanı, gıda emperyalizmine karşı savaşmış, CIA’in kara listesinde olan bir bilim insanı. Okullarda dağıtılan süt tozlarındaki aflotoksini ortaya çıkarmış, gıda terörünü daha o zamanlardan fark etmiş, kimyasal gıda yerine kendi üreteceğimiz gıdaları önermiş, yanlış tarım politikalarının karşısında durmuş, ve ‘’çocuklarınıza süt tozu değil tarhana içirin’’ diyerek sağlıklı beslenmeyi önermiştir.
Değerli konuklar, sevgili meslektaşlarım, 1915 yılında Osmanlı Ordusundaki veteriner hekim mevcudu 261 kişiydi. Ticaret ve Ziraat Nezaretinin Kalem-i Mahsus Müdüriyeti tarafından 13 Haziran 1916 tarihli raporunda tüm ülkede görev yapan veteriner hekim sayısı 350 olarak bildirilmiştir. Veteriner hekim ihtiyacının fazla olması nedeniyle öğrenciler de cephelerde görevlendirilmiştir. Bu yüzden, baytar mektebi savaş boyunca pek mezun vermemiştir. 1918 yılına gelindiğinde, ülkedeki toplam veteriner hekim sayısı yalnızca 299’du. Ve bu veteriner hekimlerin omuzlarında yükseldi hayvancılık, hayvan sağlığı, toplum sağlığı ve veteriner hekimlik. Ben sizlere sadece bir kaçını aktarabildim…
Bugüne geldiğimizde, her akademik meslekte olduğu gibi veteriner hekimlikte de bir sorunlar yumağının tam ortasındayız. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinden daha fazla sayıda fakültemiz sayımız var ancak bu fakültelerin çoğunda laboratuvar, hastane, çiftlik, her şeyden önemlisi hoca yok. Eğitimde eşitlik yok. Ben bu konuşmaya hazırlanırken, Biga’da bir veteriner fakültesinin kurulacağının haberini aldık. Engellemek için elimizden geleni yapacağız çünkü şu anda ülkemizde her yıl 3000’den fazla mezun veren 32 veteriner fakültesi var ve mezunlarımızın çoğu iş bulamıyor, öğrencilerimiz daha okuldayken iş bulma kaygısı yaşıyorlar.
Eğer sorun fakülte sayısı ile çözülseydi, hayvancılığımız çok iyi noktada olurdu, sahipsiz hayvan popülasyon sorunumuz olmazdı ve ülkemizde bugün kuduz başta olmak üzere, pek çok zoonotik hastalığı yeniden konuşuyor olmazdık. Yukarıda saydığım veteriner hekimlerin dönemindeki Veteriner Hekimliği Halk Sağlığı çalışmaları günümüzde yok ne yazık ki. İşte ihtiyacımız olan şey bu. İhtiyacımız yeni fakülteler değil, kamuda daha fazla sayıda veteriner hekim istihdamı ve kanunlara uygun olarak yani 1935 yılında imzalanan ve hala tarafı olduğumuz Cenevre Antlaşması’na uygun olarak Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü’nün kurulması… Mevcut fakültelerimiz içinde köklü ve akredite fakültelerimizden biri de kentimizdeki veteriner fakültemiz. Bu anlamda, bugüne kadar fakültemizin gelişimi için emek vermiş tüm hocalarımıza da teşekkür ederiz.
Konuşmamın sonunda bir kez daha, bugünleri borçlu olduğumuz Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile kurtuluşa can vermiş veteriner hekimleri saygı ve minnetle anıyorum.
Yaşasın veteriner hekimlik!
Yaşasın Cumhuriyet!